Sayfalar

12 Ekim 2010 Salı

haberlerden birşey anlamak için profesör mü olmak gerekiyor?

yoğunluğumdan gazete falan okuyamıyorum. 5 10 dk. haberlere denk gelirsem bakıyorum işte. anlamaya çalışıyorum neler olmuş, neler bitmiş. zaten genelde çok büyük değişiklikler olmuyor ya, neyse. ancak bir haberin aslını öğrenmem bazen sıkça gazete okuduğum ya da haber izlediğim dönemlerde bile mümkün olmayabiliyor. geçen gün yine aynı şeyi yaşadım. Emir Kusturica Antalya Altın Portakal Film Festivalini terk etmiş. konunun bütün yan kollarını kısıtlı zamanlarda izlediğim haber programlarından öğrenebildim. Bildiklerimi sayıyorum.

1- politik birşeye kızdığı için festivali terketmiş.
2- bir vakit önce Bursa İpekyol festivaline katılmış ve  terketmemiş.
3- ancak Bursa Belediyesi Kustarica'yı çağıran ajansla mahkemelikmiş.
4- Kustarica Bursa'ya "no smoking" isimli müzik grubuyla şarkı söylemesi için davet edilmiş.

hatırlayabildiklerim bunlar. ancak ısrarla bu haber çıktığında kulak kabartmama rağmen haberin özü olan "neden gittiği" sorusunun yanıtını hala öğrenemedim. konu kustarica değil benim için. konu haberciler. ya dakikalarca haber yapıyorlar ve olayın özünü söylemiyorlar. insan iki satır ekrana yazar yahu! herkes sizin gibi gündemle yatıp gündemle kalkmıyor. herbirinizin bir taraf olmasını kabul ettik. bari işiniz haberdar etmek, bilgilendirmekse onu doğru düzgün yapın!

9 yorum:

Senem dedi ki...

Hala öğrenmek istiyorsan detaylı anlatabilirim. Ben de yoğun uğraşlar sonucu anlayabildim. Şimdilik özetle amca bir takım söylemlerinden dolayı sevilmiyor diyeyim.

mgntwmn dedi ki...

asıl söylemek istediğim bu nasıl habercilikti.
bu konuyla ilgili olarak bu adam tr'de ilk defa kültürel bir etkinliğe katılmıyor. bursa'ya geldiğinde belediye bşk ile sarmaşık oluşlar:) ayrıca mavi jeans'in reklam filmini çekmişti birkaç yıl önce. nejat'ın oynadığı. özellikle şimdi sevilmemesinin nedeni ne acep? vardır bizim göremediğimiz bir çıkarları birilerinin.

(Süper)Cem dedi ki...

bizim kitle sorunlu arkadaş. önce canım cicim diyip bağrına basıyor adamı sorgusuz sualsiz. sonra bir iskele babası çıkıyor, bu adam kötü, diyor, böyle böyle birşeyler demişti fi zamanda, diyor, vay efendim anında itin götüne sokuluveriyor adam daha önce basılan bağırlar tarafından.

kendisinin bir ton filmini izledim. hepsi on numara eğlenceli ve dokunduran filmlerdi. ama onunla sarmaşık olan belediye başkanı da, onunla önce sarmaşık olup sonra eleştiren kültür bakanı da o filmleri izlememişlerdir muhtemelen. asparagas kültürüne bayılıyoruz ve bi sikimden anlamayan dinozor kafalı insanların gazına geliyor, çağırdığımız adamı ülkeden kovalıyoruz. amoğagoyen böyle cemaatin, böyle zürriyetin müsadenizle. medyayı da es geçmemek gerek elbet. kah kaha

mgntwmn dedi ki...

Cem yazdığın senaryonun aktığını ya da akacağını tahmin ediyorum. ancak bilerek anlaşılmaz yapıyorlar belki haberleri. kolayca anlamayalım diye. ben şuna takıldım ki, siz bir haber okuyunca ya da izleyince kolayca anlayabiliyor musunuz? hayır bende mi bir tuhaflık var onu çözmeye çalışıyorum.

Kürksever dedi ki...

Ben haberleri "biraz" daha yakından takip ediyorum galiba. Benim okuduklarım içinde Kusturica'ya ilk tepki gösteren, Yeni Şafak'ın sinema yazarı Ali Murat Güven'di, daha festivalin başlamasına epey varken. Sonra, Yumurta-Süt-Bal üçlemesinin yönetmeni Semih Kaplanoğlu Kusturica'yı protesto için jüriden çekildi, şu son birkaç gün içinde oldu bu ama. Aynı günlerde Kültür Bakanı da Kusturica'yı eleştirdi. Kusturica bu eleştirilere tepki gösterdi.

Kusturica'ya yönelik tepkiler, aslen Boşnak ve Müslüman olmasına rağmen Sırpların tarafını tutmasından başlıyor. Eşi Sırp ve Kusturica da Emir ismini bırakıp Sırpça bir isim almış, Belgrad'a yerleşmiş. Ama asıl önemlisi, Bosna'da Boşnakların yaşadığı acıları küçümsüyor hatta görmezden geliyor.

"Sırplar tarafından tecavüze uğrayan Boşnak kadınlar konuyu abartıyor, ne var yani, gitsinler kürtaj olsunlar onlar da" dediği söyleniyor, ki eğer bu sözü ettiyse TC topraklarına ayak basması dahi yasaklanmalı bence.

Şimdi bunları yazdıktan sonra aklıma geldi, medya Kusturica'ya yönelik tepkilerin içeriğini bu şekilde halka yansıtsaydı halk ciddi ciddi galeyana gelebilirdi, hatta Antalya'ya çevre illerden çevik kuvvet vs takviyesi yapmak gerekebilirdi. Belki nedeni budur?

mgntwmn dedi ki...

bu postun konusu kustarica oldu artık. demek ki suç benim. benden de haberci olmazmış:)
Sevgili Hürsel çok teşekkür ediyorum detaylı açıklamalarınız için. yalnız itiraf etmem gerekirse bazen içten içe sinir olmuyor da değilim size. küçükken anneme de herşeyi bildiği için sinir olurdum:)
ben bu sanat camiasının politik duruşuna şöyle bakıyorum artık: ben bu adamın filmlerini izliyor muyum, elif şafak'ın kitaplarını okuyor muyum(henüz okumadım ama okuyacağım:) sanatını beğeniyorsam, sanatını takip etmeye devam edeceğim.
öte yandan festivallerin hepsinde rezillik oluyor. bu da bu festivalin rezilliği olsun. ayrıca bu kadar tükaka ise niye davet ediyorlar adamı?

Kürksever dedi ki...

Sanat sanat için midir, toplum için midir tartışmasının bir başka versiyonu olan sanatçı politik duruşundan izole edilerek, sırf sanatı için takip edilebilir mi sorusuna enfes bir cevap için Hasan Bülent Kahraman'ı okuyunuz:
http://sabah.com.tr/Yazarlar/kahraman/2010/10/11/kim_affeder_kusturicayi

mgntwmn dedi ki...

ay bana hasan bülent kahraman demeyin! sapık herif! hiçbir şeyini almiim ben onun.

mgntwmn dedi ki...

öte yandan getirirse sanat biraraya getiriyor insanları. yoksa sizler, bizler olduk artık. "dünyayı sanat güzelleştirecek" kimin lafıydı bu?