eskinden insanların psikolojik rahatsızlıkları olması çok ayıp karşılanırdı. ayrıca kimse kafa doktoruna gitmek istemez, kendinde bir bozukluk olduğunu kabul etmek istemezdi. (kelimeyi aşağılama anlamında kullanmadım, ben de gitmiş bir insanım. bir psikolojik rahatsızlığınız varsa çevreyle uyum konusunda sıkıntılar yaşarsınız ve buna bozukluk da denilebilir) şimdi bakıyorum herkes kafa dr a gidiyor ve bunu bir güzel dillendiriyor. ruh dr.larının çok önemli bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. param olsa ben de ara sıra ziyaret etmek isterdim. ancak o kadar da sağlıksız bir toplum değiliz. insanların bu hastalıkların arkasına sığındığını düşünüyorum son zamanlarda. sığın bir hastalığın ardına. kır dök istediğini yap, herşey mübah. yok öyle yağma! bu sefer kendimi "o insanın cidden böyle bir rahatsızlığı var mı, beni mi düdüklüyor"a bağlıyorum, sigortalar atıyor bende.
bir de o kadar özenilecek birşey değil bu rahatsızlıklar. herkesin kafası karışık. daha havalı yapmıyor hastalıklar. prim vermeyin gençler böyle şeylere!
"einstein da deliydi. makbul değil mi şimdi delilik?" gibi zırvalıklar olmaması açısından temsili olarak konulmuştur.
8 yorum:
eskiden anneden çimdiği yiyen düzeliyordu.. Eski anneler de kalmadı ki ahhh
en normal kim diye sorasım geldi :)
bozbek işin sırrı çimdikte miydi diyorsun. öyle ise ben çok sağlıklı olmalıyım.
senem "kimi düşünerek yazdın" sorusundan daha normal bir soru bence. sor ama bende cevabı yok:)
valla yazini takdir ettim, hislerimi cok guzel dile getirmissin. nedense insanlar artik rahatsizliklarindan ovunerek bahsedip, senden benden musama gormek istiyorlar. yahu bi biz mi normal kaldik, yoksa sorunlarimizi biz de mi dillendirmeliyiz?
Ole takdir edildiğine bu kadar sevindiğim başka bir yazım olamaz herhalde.aklıma su geldi:akıllı olup alemin derdini çekeceğine deli ol alem senin derdini çeksin :)
hahahaaa:) bak sen bu sozle ikimizin de derdine derman buluverdin. hay agzina saglik!:)
Birkaç gün önce çook eski bir arkadaşımla biraraya geldik, bayram münasebetiyle... Yıllar önce girdiği derin bir depresyonun hikayesini anlattı. Büyük şehirden ilk defa çıkmış, Anadolu'nun bir köşesine tayin olmuş bir gencin depresyonu. Bana şöyle dedi:
"Hatırlamayabilirsin, ama Ankara'da son görüştüğüm kişi sendin. Sana biraz içimi açtım, bana şöyle dedin: "Seni kızılcık sopasıyla dövmeli." Senin bu lafın beni kendime getirdi. Yoksa, daha göreve başlamadan istifa etmeyi düşünüyordum ciddi ciddi. Ertesi sabah otogara gittim, otobüsüme bindim."
Arkadaşım şair, kendi çapında güzel şiirleri var. Kimbilir, belki bundan 100 yıl sonra edebiyat tarihleri benim de kaydımı düşer: "kızılcık sopası tehdidiyle büyük şairimizin hayat çizgisini değiştirdi"
Anne cimdiginden sonra kizilcik sopasını da ekliyoruz deva listesine:)
Yorum Gönder