Sayfalar

19 Şubat 2010 Cuma

hayat bildiği gibi gelir c.hürsel'e cevaben... intikama dair...

Birer birer kayıp gider de her bir sevilen, yenisi gelmez, eline geçmez hele ki değeri hiç bilinmeyen, yürekte varsa sevgiden de ötesi, sen ağlasan da boş, ışık da yaksan nafile, odan karanlık hep loş, hayatın emri hep koş, bayağı bir bekledim boş, yaşantım sanki bir savaş ve hoş da bazen, ama ateş kesildiğinde ve de sular durulduğunda, yoksa hep gülerdi insan, hep kalırdı masum, saygıda bir kusur ettiğinde minnetin de değeri yok, kafalarda hesaplar yapılır ve mesafeler konur, fakat bu kalp unutmaz, unutamaz ki zaten, her kalp yıkılır ancak yenisi bulunamaz bir mesken, her anım birini özler, rüyada yolunu gözlediğim, düşünceler ve benliğimle canlanır tüm hatıralarım, bitince yalnızım, gözümü açtığımda kalmışım yanımda ailem ve bir de arkadaşlarım…

Gelsin hayat bildiği gibi gelsin,
İşimiz bu yaşamak
Unuttum bildiğimi doğarken,
Umudum ölmeden hatırlamak

Şimdi boşuna bakma saate zaman geç oldu, dün annem elimi tutarken bugün 29 da doldu, vakit can almaz ancak can yakar, fakat bir bekle bak, knock out olursan çok sakat, mücadeleyle geçen hayatta son round, kazanmak herkes ister, ne istediğini bilmektir önemlisi var mı listen, hayallerin, hırsın, cesaretin, sabır selametimse intikam felaketimdir, ne mektebimde vardı huzurum, ne vardı evde, çıkıp bir başıma ağlamaktı belki caddelerde, hayallerin kurulduğu ve düşlerin yok olmadığı, bu gözlerinse dolduğu, zamanın donduğu bir yerdeyim, düşünceler dumanlı dağlar aynı, gözse puslu, bir bakmışım mesafeler uzun ve tozlu, benimse yol yürür gider bir seyyah olurum, ne paranın bir değeri vardır aslında, ne de şerefle onurun…

Gelsin hayat bildiği gibi gelsin,
İşimiz bu yaşamak
Unuttum bildiğimi doğarken,

Umudum ölmeden
Hatırlamak

Ameleydim eskiden şafak sökerdi her gün işe giderken, cebimde yoktu bir kuruş ve üsküdarımın her bir yeri yokuş, her gün yeni bir suç, ittiler fakat ben olmadım tuş, kanatlı doğmamış kuş, vakit hiç geçmemişti, ben hep aynı yerde saydım, ekmekle vardı kavgam daha bir sertti günler, ve geçmişeydi saygım, gelecekti kaygım, kelebekti kalbim, akar giderdim olsa bile bir derdim hep gülerdim, ve ağladığımı görebilen bir annem bir de ben, inceden bir perde vardı gözlerimde, göz görür fakat dilim susardı, ayaklarım, elim, kolumda bağlı, hayat bu dile kolay velakin her bir yerine ağrı, ve kimi zaman düşündüm, aslında hiç üşenmedim ben hep düşündüm, hayata karşı dört silahşör hep güler sanmıştım, bu öyle lanet olası toz bir pembe ki bir baktım her şey ciddi ve hemen uyandım…

Gelsin hayat bildiği gibi gelsin,

İşimiz bu yaşamak

Unuttum bildiğimi doğarken,

Umudum ölmeden
Hatırlamak

16 Şubat 2010 Salı

HAY'ROLSUN!

Dün gece okuduğum romanın da etkisiyle olsa gerek (en azından ben öyle olduğuna inanmak istiyorum) rüyamda çok gıcık olduğum birini defalarca bıçaklayarak öldürdüm. Cidden orgazm benzeri bir zevk alarak hem de. Hani çok kısa, 2 saniyelik gelmesiyle geçmesi bir olanlardan. Devamı gelsin diye zorlarsınız olmaz hani. Ama zorlamaktan alamazsınız kendinizi. Ben de bir türlü bıçağı saplamaktan alamıyorum kendimi. Her yer kan revan. Kırmızı damlalar sıçradıkça, bir daha batırıyorum göğsüne. Yani onca sinir olduğum Münevver’in katilini bile anladım. İçimde hissettim. O derece gerçek hislerim. Sonra annem sesleniyor, odaları arıyorum ama annem yok. Çok özlediğimi hissediyorum annemi.

Uyandım. Annemi arayıp, çok özlediğimi, akşama geleceğimi söyledim ilk iş. Rüyamı düşünmeye başladım. Kendi hislerimden korktum. Sapık mıyım, sapıttım mı, bu ne böyle! Sonra kimi öldürdüğümü hatırlamaya çalıştım ama hatırlayamadım.

Çıkarttığım sonuç: bütün duyguları yaşamasak bile aslında hepsinden biraz mevcut içimizde.
Annemin çıkarımı: kan gördüğün rüya bozulur. Hükümsüzdür!

12 Şubat 2010 Cuma

Nokia E71'i kimin götüne sokayım!


"E71’i kampanya ile satın aldım. Ancak ekranın donması, mail alamama ve gönderememe, açma kapama tuşlarının bazen çalışmaması gibi sorunlar yaşadım. Aldığım Kadıköy'deki Turkcell bayiine götürdüm. Yardımcı olamayıp, başka bir Turkcell bayiine, teknoloji uzmanına yönlendirdiler.
Teknoloji uzmanı 1,5 saat uğraştıktan sonra yazılımında problem olduğunu, bu modelden böyle şikayetler aldıklarını, yazılım yüklenince düzeleceğini söyleyip, beni Kadıköy'deki Nokia servisine yönlendirdi. Yazılım yeniden yüklendi.
Ancak aynı gün telefondaki şikayetlerimin devam ettiğini gördüm ve Turkcell bayiine götürdüm. KVK servisine yollayacaklarını en geç 20 gün içinde alabileceğimi söyledi. Bu arada kampanya ile satın aldığım için yerine başka bir telefon alamayacağımı öğrendim. Yarın telefonumu vereli bir hafta olacak. Turkcell bayiine uğradım süreçle ilgili bilgi almak için, bu kez de 45 günü bile bulabilir dediler.
Bu arada kampanyaya dahil olan internet hizmetinden faydalanamıyorum. Ayrıca Turkcell bana bu süreçte kullanacağım geçici bir telefon da vermiyor. Mağduriyetimin giderilmesini talep ediyorum.”
2 gün içinde Nokia'dan arayıp telefonumun tüm problemlerinin giderildiğini, hemen alabileceğimi söylediler. 12 saattir kullanıyorum. Bir bok yapılmamış. Hala aynı şikayetlerim devam ediyor. O kadar sinirliyim ki artık aradıklarında resmi resmi konuşmak istemiyorum. Küfrü basmak, bu telefonu birinin götüne sokmak gibi isteklerim var. Ne yapayım siz söyleyin a dostlar!

4 Şubat 2010 Perşembe

hihihi demek istiyorum sadece:)

Terazi Hava + Öncü (24 Eylül – 23 Ekim)

Ay burcunuzda ve büyük bir canlılık içindesiniz. Dikkat çektiğiniz bugün ilişkilerinizde keyifli olaylar yaşayabilirsiniz. Ortaya çıkan şartlar size yeni girişimler yapma imkanı getirmekte. Adımlarınız hızlanırken, pek çok düşüncenizi devreye sokabileceksiniz. Hayatınıza yenilik getirecek olanaklarla önceliklerinizi değiştirmeye başlıyorsunuz.

değişen birşey yok


14 şubatmış,
aşkmış,
sevgiliymiş...
Gerçek neymiş ki?
Tek bildiğim gerçeğin "biz" olduğu.
glfm

14 Şubat 2005


sevgililer günü kutlamayı sevmem. Ama gelen hediyeleri de geri çevirmem. Şimdi yaklaşan bu gün bana şunu hatırlattı, uzun zamandan beri ilk defa bir sevgililer gününde yalnızım. 5 yıl geçmiş yukarıdaki notun üstünden. kaç kişinin geçtiğini söylemiyeyim, ayıp olur. diyeceğim o ki, değişen birşey yok.