Sayfalar

25 Temmuz 2010 Pazar

çeyizin o senin, dokunma!

dün annemlere gittim. sanırım önümüzdeki hafta evlerinde 3 aydır devam eden tadilat bitiyor. bu süre zarfında boşanmadıklarına göre daha da boşanmazlar diye düşünüyorum. Evde herşey değişmiş, benden hiç iz kalmamış artık. Bu cümleyi eve girdiğimde dışımdan söylemişim ve babamdan gelen cevap beklenildiği gibiydi: "kızım, birkaç parça eşyanı burada bırak istersen" (nerdeyse ağlayacak) Buradan babamın hiç değişmediğini, evden gitmemi kabullenmiş olmasına rağmen asla alışmak istemediği bir durum olduğunu bizim aileyi hiç tanımayan biri bile anlayabilir. Annem beni biraz şaşırttı. Zira eve ilk çıktığımda evinde "çeyiz" adı altında alınmış 1 oda dolusu ev eşyasından zınnık koklatmamıştı bana. "hayır, onlar çeyiz. evlenmeden olmaz." ayrıca o eşyalar yüzünden senelerce üst üste oturmuştuk. çeyizler yüzünden neredeyse evde yatmaya yer yoktu! burdan da bir nefretim var zaten çeyizliklerime. bu kez gittiğimde "bak şurdaki koliler senin çeyizlikler, bir karıştır istersen var mı bir ihtiyacın" deyince bilmem kaç volt elektrik verilmiş insan gibi oldum önce. kala kaldım öööyle tavşan gibi bir süre. "Anneme bak, sonunda evlenmediğim için bana 2. sınıf insan muamelesi yapmaktan vazgeçti" dedim. Zaten moralim 10 numara, üstüne bir de annemin bu gelişimi. dokunsan ağlıycam duygu yoğunluğundan! sonra atladım kolilerin içine. inanmakta güçlük çekiyorum ama 6 takım tabak seti saydım. tencere, tava, havlu, nevresim, çetik bunların adetlerini utancımdan vermek istemiyorum. yeminle 3 ev kurulur. benim evkur'dan 15liraya alınmış cattle'ı atıp hemen yerine moulinex olanı, tencere namına ne varsa hepsini atıp tefal takımlarla dolaplarımı doldurmayı hayal ederek ayırıyorum birşeyler. bir ayırdım "ama senin var şimdi su ısıtıcın. buna ihtiyacın yok" dedi. iki ayırdım "tencerelerin güzel eskimedi bişi olmadı şimdi bu tefal takıma yazık kızım" dedi. 3 ayırdım başka birşey... "Anne yeter ya, ben bunlardan ümidi kesmiştim. madem vermeyeceksin niye ağzımı sulandırıyorsun kolileri açıp açıp" sonunda kala kala bana 3 kişilik bir yemek takımı kaldı. benimkiler çok eskiymiş. bir tek buna ihtiyacım varmış. zaten evimden 2 kişiden fazla misafir ağırlamam mümkün değilmiş. kahve fincanlarına varana kadar tam bir takımmış... daha kaç sene o eşyaların kutularda bekleyip modellerinin geçeceğini bilemiyorum. kesin kız kardeşim evlenip hepsinin üstüne konacak her zamanki gibi. bana yine simbo marka uyduruk mutfak eşyaları, bana yine dikenli taşlı yollar, bana yine kendin çalış kendin al Magnet!

5 yorum:

Godsyndrome dedi ki...

İnadına evlen lan çeyizleri eve taşıtınca boşanırsın :D

Kürksever dedi ki...

Anne bakmış ki sopa taktiği işe yaramıyo, havuç taktiğine dönmüş!

mgntwmn dedi ki...

Coşkun Hürsel, neyin havucu bu anlamadım. bence gösterip vermemek buna denir.

Godsy, astarı yüzünden pahalıya gelir yaw.

khaos dedi ki...

simbo yerine king felan da düşünebilirsin,
en azından dandiklik aynı olsada adında bir ihtişam var hani

simbo ne ki, sakız markası gibi..
:)

mgntwmn dedi ki...

yeni eve çıkınca liste yapıp koyarım. toplaşıp alırsınız artık:)