bu sabah tüketici hakem heyetine telefonumun akıbetini sorayım dedim. Kadıköy Kaymakamlığı'nda yerleri, daha önce anlatmıştım. Odanın kapısını açtım. bir masaya gazete kağıdı serilmiş. Üstündeki plastik tabaklarda peynir, biber, domates ekmek vs. kahvaltı yapılıyor kahkahalar eşliğinde. varlığımdan rahatsız olarak "buyrun" dedi yüksek sesle bir hatun. Dedim " bir maruzatın vardı. Verdiğiniz 2 aylık süre doldu. sizden haber gelmeyince sormak istedim". verdiğim kağıda baktı. "ancak önümüzdeki ay size sıra gelir" dedi kullanmasını beklediğim kelimeye kullanmadan. "Neden bu kadar uzadı ki?" dedim. "Kadıköy Kaymakamlığı en yoğun olan Kaymakamlık. En çok başvuruyu biz alıyoruz" dedi. "He yoğunluktan yani" dedim kahvaltı sofrasına bakarak. Daha da sinirli bir sesle "evet yoğunluktan" dedi hatun. Birkaç saniye birbirimizin gözlerinin içine baktık. Tabii onlar bir an evvel odayı terketmemi bekliyorlar kaymak işlerine geri dönmek için. Tüketici amcayı düşünerek ("asla dalaşmayın, işimizi onlar çözecekler" demişti) yutkunup çıktım odadan. Kapıyı kapattım.
Kaymakamlık.. kaymakamlık... Kaymak-amlık!
3 yorum:
ahahahahaha
sen o teli unut anacığım anlaşılan o ki kaymak-amlık sağlıklı besleniyor.
nefret ediyorum devlet dairelerinden..
hepsinden hemde..
tümünden..
işim olmaz o yüzden..
asla gitmem..
Allah düşürmesin.
Yorum Gönder