Sayfalar

17 Eylül 2009 Perşembe

Sanki bir hafta sürmüş hissiyatı veren hafta sonlarına geri dönüş!


Hafta sonu tatillerini ve özgürlüğümü özlemişim. Deli gibi çalışarak ve ne kadar güzel giyinirsem giyineyim hala kendimi sakil hissettiğim büyük plazaların arasındaki yoğun haftadan sonra yine çalışarak devam etmem gerektiğini bilerek pcmi alıp Moda’ya indim Cuma akşamı. Bu yıl kapanan onlarca dükkandan sonra buraya ilk taşındığımda beni kucaklayan çok sevdiğim John’s Cafe’nin de kapandığını görünce yıkıldım ve bundan sonra mekanım olacak hemen yanındaki Bast’a oturdum. Pazartesi sunacağım raporların son kontrollerini yapıp düzeltip, kendimi hafta sonu ferağlığıyla internete atarken taa eskilerden ama bir gece önce de karşılaştığım bir arkadaş beni buldu. Derken iki arkadaşım daha kadıköy gecelerine akmak istediklerini söyleyince kendimizi barlar sokağında bulduk. Baktık sokaklar kesmiyor eğlencemize evde devam edelim dedik. Yoğun ısrarlarıma dayanamayan arkadaşlarla en sonunda o kafayla pictionary’e başladık. Tabii ki can dostum daha çizgi çizerken ben tak cevabı yapıştırıyor, ben daha kalemi kağıda değdirirken o söylediği onlarca kelimeden biri ile mutlaka hedefi tam ortasından vuruyordu. Varsa pictionary olimpiyatlarına katılmak istiyoruuuz!



Sahur vakti yaptığımız kahvaltının ve benim kocaman yatağımda çektiğimiz 3 kişilik uykunun ardından bir kahvaltı daha yapıp kendimizi sahile attık. Gelsin kahveler, okunsun gazeteler, gençler kenarda gitarlarını tıngırdatsın, salım salım bir Cumartesi değmeyin keyfimize! Ama değdiler. Ahmet Kaya şarkısı söylüyorlar diye sabahtan beri kimseyi rahatsız etmeden, hatta eğlendirerek kendi hallerinde takılan lise çağındaki çocuklara tekme tokat giren sivillerimiz tüm keyfimizi kaçırdı. Heyecanla olaya müdahaleye giden arkadaşımıza bakmak üzere gidip, çenemizi tutamayıp, olaya dahil olup, sevgili polislerimizin hırpalamalarına ve hakaretlerine maruz kalıp tüm tadımızı tuzumuzu, keyifli hafta sonumuzu kaybettiğimizi düşünürken, Bülent Ortaçgil konserine geçtik. Nasıl? Tam bir kültür şoku! Sadece ilk yarıyı izlemek yetti ruhumuzu temizlemeye ve genelde şişe çevirmeceyle biten sohbetli gecemize barlar sokağında ve ardında yine evde devam ettik. Doğruluk mu, cesaret mi? Cesaret. Ben bundan sonra kadın istiyorum abicim!

Hiç yorum yok: