Sayfalar

4 Ekim 2009 Pazar

MGNTWMN’IN PEMBE SAFSALAKLIK MÜZESİ VOL.2 (TEMMUZ SİMETRİSİ)

Sizi sevdim. Yıllardır sevdiğimi sandığım Temmuz’u aslında bu yıl sende sevebildim henüz. Ve seni bu yıl Temmuz’da sevdim.

En serin Temmuz’u oldu bu hayatımın. O kadar ki yazı bile yaşatmadı. Şimdi bu ılık Ağustos akşamında başımı boynunun kuytusunda ısıtamadığım için üşüyorum.

Uzun uzun yürüdüm İstiklal’de. Bu kadar zor mudur unutmaya çalışmak? Scanner gibi aynı anda onlarca insanın yüzünü taradım yol boyunca. Biri sen olabilirsin! Biri senin yüzün olabilir ve kalbim durabilir o anda. Her bir yüz sen çıkacakmışsın gibi yeniden ve yeniden ve hiç durmadan sıkıştırıyor kalbimi. Başımı döndürüyor tanımadığım suratlar. Dopdolu Temmuz’un ardından boş geçen Ağustos’umu biraz daha boşaltıyor her bir tanımadığım çehre.

Sonra yüzünün hayali.. Bir sinek gibi inadına gelip yapışıyor burnumun ucuna. Her kovduğumda bir daha geliyor. Kovmamalı mıyım yoksa kaybolması için? Daha kaç gün seyredeceğim benim için saçını arkaya tarayarak açtığın o etli alnını? Parlak gözlerini ve küçük ağzını? Daha kaç satır, kaç mısra dolduracak bendeki sana benzemeyen aksini? Daha ne kadar yabancılaştıracak beni hala senli kalbime? Kaç kadeh aslan sütünü vuracağım masaya şerefine içerken?

Şimdi sarhoş gönlüme uyum sağlaması için başımı da sarhoş etmeye çalışıyorum. Ruhumun ve bedenimin uyumlu hareket ettiği nadide zamanları ancak böyle yaşıyabiliyorum. Oysa elimde somut belgeler olmalıydı. Didikleyip onaylamalıydım bunları ruhumla. Önüne fırlatmalıydım. Vazgeçmeliydim Temmuz’dan ve senden. Ya da vazgeçmeyip, sımsıkı sarılmalıydım ikinize de.Neyi değiştirebilirdim ki? Akıp geçen günlerle Temmuz’u, büyüsü geçen aşkımızla seni nasılsa hergün biraz daha kaybetmeyecek miydim?

Vapurdayım şimdi. Seni de sigaramın dumanı gibi tellendirmeden içime çeksem ve bırakmasam. Hapsetsem. Kimse seni görmese ve sen de benim içimden başka birşey görmesen.

Sizi sevdim. Temmuz’u sende, seni bu yıl Temmuz’da sevdim. İkinizi de bıraksam. Sensiz ben olsam eskisi gibi ve yıl 11 ay olsa artık..

27 Ağustos’05

Not: bu şekilde tarih atınca daha duygusal oluyor gibi sanki..

Hiç yorum yok: