Sayfalar

19 Ekim 2009 Pazartesi

Zamanı düşü(n/r)üyorum!


Zamanı düşünüyorum. Ya da elimden düşürüyorum bazen. Şimdi ile gelecekte bir nokta arasında gidip geliyorum. Realite ile kendi isteklerim arasında. Hep kendi realitemi yaratmak için bütün enerjimi kullanmam mı gerekecek? Biraz tembellik etmeye hakkım var benim de. Aslında itiraf ediyorum takıldım. Bu saplantılı durumdan kurtarmam lazım kendimi. Doğum günüme 4 gün kala medyum kafamı, geçirdiğim hızlı hafta sonu ruhumu karıştırdı. Bebe partnerle rakı balık eşliğinde Zeki Müren dinlemek güzeldi. Motorun arkasında oradan oraya akmak güzeldi. Çok uzun bir süre sonra gençlerin arasına karışıp Bedük’ü dinlemek güzeldi. Bir lezbiyen tarafından 23 yaşında çıtır zannedilmek güzeldi. Medyumumdan 2 aya kadar istediğim arabayı alacağımı duymakta güzeldi. Ama beni 3 güne kadar arayacağını ve doğum günümü kutlayacağını duymak aslında en güzeliydi. Onun için sona sakladım. Ben ne kadar güzelim peki? Ve zaman nasıl bir ölçüm aracı? Bulandım. Tütün deposuna gidip bienalin kalanına bakayım. Biraz güneş, biraz Karaköy kurtarır beni. Güzelleştirir beni.. Sev beni.. Seveyim seni..

Hiç yorum yok: