Dün hayat memat, bu ülke kurtulmaz şeklinde dertlenirken fazla dertlendiğimizi düşünen arkadaşımın “akşama Aya İrini’de Farid Farjad var. sana 2 kişilik yer ayarlıyorum. Kap birini gel” demesi, benim de kamuoyuna “bu akşam aya irini'de farid farjad bünyemde depresan etkisi mi yaratır, anti depresan etkisi mi yaratır?” ismiyle sunduğum anket neticesinde bir grup arkadaşımın daha orada olacağını öğrendiğim ve “neyse artık çok romance olursa arkada poi falan çeviririz” diyerekten gittiğim konser meğerse İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “mistik” temalı festivalinin aktivitesiymiş. Bunu belediyenin kültür müdüründen tutun da Kültür AŞ denilen bu sanatçıları getirip cukkasını doldurduğunu kürsüde kibar bir dille söyleyip aynı zamanda üstüne şak şak alan ajans sahibinden, içeriye 3 yaşındaki çocuğuyla girip ağladıkça giren çıkan bir türlü sessiz kalamayan büyükşehir belediyelilerin yakınlarından anladık ve hafiften tadımız kaçtı.
Tabii ki Aya İrini’nin muhteşem ambiyansı, Farid’in içi cız ettiren melodileri ile birleşince gözümü kapatmak istemesem de sürekli patlayan flaşlar ve yurdum insanı kalabalığıyla müziği kirletmemek için konserin neredeyse tamamında gözlerim kapalıydı. Sonlara doğru gözümü açtığımda gördüğüme inanmakta güçlük çekip, arkadaşıma beni çimdiklemesini söyledim. Manzara şu: önümde oturan iki genç delikanlıdan biri kalkar. Fotoğraf makinesini arkadaşına verir. Sahnenin önüne doğru yürüyüp Farid Farjad’ı kendine fon yaparaktan kameraya doğru pişkin pişkin gülerek poz verir. Adam sahnede saçı başı dağıtmış çalarken kendinden geçmiş, gözleri kapalı allahtan. Elaleme sessiz olmuyorlar diye laf ederken bizim sıra komple kopar. ses yok, titreme var.
3 yorum:
puhahahha büyükşehir çalışıyor :)
ya ben en çok neye üzülüyorum biliyormusun.
bu bütün park ve bahçeleri aldılar ne içki ne birşey bıraktılar.
Anladığım kadarıyla kafalarındaki cennet profilini yansıtmaya çalışıyorlar. laleler kırlar çiçekler ağaçlar tasavvuf müzikleri kapalı huriler, huriyeler,
oysa sazlar çalınırdı çamlıcanın bahçelerinde bir zamanlar,
bir zamanlar bir tatlı huzur alınırmış kalamıştan,
artık sadece simit ve çay mış büfelerinde kalan...
Chop yaa içimi hüzün şeyetti şimdi bak :(
:D tarihi bir ana taniklik etmissin ama:))) baska nerde olur ki boyle seyler?
Yorum Gönder