İş yaşamını en çekilmez kılan şey normalde “ne diyon lan sen!” diyeceğimiz kişilerle muhatap olmak zorunda olmamız. Özellikle de bu kişi müşteriyse. Titrini düşündüğümüzde “hey güzel allaam kimler nerelerde çalışıyor”dememiz de cabası!
Ben 18 yaşındayken duvarında “koşulsuz müşteri mutluluğu” yazan ve bu zıkkım şeyi Türkiye’ye getiren kurumda çalışırken bir kadını saçından tutup evire çevire dövmüştüm. Buna rağmen kovulmamış, üstüne müdürden tebrik almıştım. Zamanın törpüsü müdür, işsizlik korkusu mudur bilemeyeceğim bugün bir benzerini yapamadım.
Ne istediğini bilmeyen ve sözleşmeyi fesih de dahil hiçbir alternatifle tatmim olmayan herifin birinin ofisine döndükten sonra kibar taciz ve yalanlarla dolu maillerindeki sorularını yanıtlamakla beraber, hep “Saygılarımla,” hitabıyla bitiriyorum ya, bu aslında Türkçe’deki bütün küfürleri içeren bir lanettir.
Bu herifi “Saygılarımla,” ile dövmeye devam edeceğim. Kestiği yere kadar artık.
Not: düşük cümlelerimi ya da imla hatalarımı maruz görün. Sinirimden!
4 yorum:
tartışma programlarında çok oluyo bundan.. amcalar söze başlarken illaki bi posta saygı duyuyolar. efem saygı duyuyorum.. lütfen.. ben sizi kesmeden dinledim.. saygı duyuyorum..
ama öle bi tonlamayla saygı duyuyo ki hakketten bacısına sövüyo gibi.. küfürsüz hava sahalarında pekala muadili olabilir..
en etkili yöntem nihat doğan jargonunu kullanmak. böyle hiç bir kapıya çıkmayan deyim ve atasözü sentezleriyle karşı taraf şaşırtılarak tartışmadan istenilen sonuç elde edilebilir.
Döz ulaaan! Diline sağlıkk da umarım blogunu takip etmiodur eheh =D
fevk aynen ondan benimki de.onun yazılı versiyonu.
edvırt o nihat doğan jargonunun hastasıyım. dolaylı yollarla ifade yeteneği insanı cumhurbaşkanı bile yapar kannımca. bir ben beceremiyorum onu.
modafobik bir gün iş hayatımdan biri beni yakalarsa o gün mgntwmn'ın bittiği gündür:)
Yorum Gönder