geçen gün etraftaki çiftlerle ilgili dedikodu yapıyoruz arkadaşımla. bir tarafta 3-4 yıldır evli (evveliyatında bir o kadar da flört etmiş) bir çift var. artık ikisinin de birer sevgilisi varmış. aşk ve sekslerini canlı tutmak için böyle bir yola başvurmuşlar. buraya kadar ok. ancak konu ilerledikçe anlıyoruz ki bunlar giderek büyüyen bir aile olmuşlar. sosyal ortamlarda hep beraber görünür olmuşlar. kadın aslında kıskançlığından geberiyor. herifin umrunda değil. kurmuş bir oyun, oynayıp duruyor etraftakilerle. e şimdi birbirlerine dürüstçe itiraf edip edinilen sevgililerle işler giderek çığrından çıkmaya, aşk meşk dışında negatif duygular hissedilmeye başlandı alenice, ancak yokmuş gibi davranılıyor. Nerde kaldı dürüstlük, özgürlük?
diğer tarafta 2 yıldır birlikte olan, birbirleriyle konuşmaktan kaçınan, bunun için de saçma sapan konularda birbirine patlayan, ya da içinde biriken nefreti akıtmak için aldatan ve bunu itiraf etmeyen bir çift var. ikisinin de arkadaşım olması ve gelip sırlarını benimle paylaşmaları bir ağırlık yapıyor zaten bünyemde, o ayrı. bilmeseler de hissediyorlar tabii ama sorgulamak, kurcalamak istemiyorlar ve burda da giden bir ilişki ve yalan, dolan, entrika var işte.
ilişkilerde hep fazla soru sormakla ve didiklemekle suçlandım. "seni ne kadar sevdiğimi bilmiyor musun, ben senin için...., daha ne istiyorsun, herşey yolunda, sana rahat batıyor, sürekli sorularla yaşanmaz ki...." herkes tek cümle konuşulmasa da karşısındakinin yalan söylediğini hisseder. konu her zaman aldatma olmayabilir tabii ama samimiyetsiz bir tavrı hepimiz hissederiz. Bunu hissedince yokmuş gibi nasıl yapılıyor, nasıl sorular içe gömülüyor, nasıl sorgulamadan devam ediliyor, ne olursa olsun ilişki devam ediyorsa daha mı karlı / mutlu olunuyor? işte ben bunu asla anlayamadım. Bir bilen varsa anlatsın arkadaş!
Kadıköy'de bir grafiti demeye dilim varmıyor. sanat eseri!
6 yorum:
arkadaş bu aralar sıklıkla bu durumla başbaşa kalıyorum, yaşlandım mı yoksa başka birşeyler mi oluyor etrfımdaki insanlara anlamıyorum.
bu bahsettiğin olay benimde bir arkadaşım için geçerli, çocukları var diye ayrılmıyorlar ama özgür takılıyorlar.
arkadaş yemişim çocuğu anlaşamıyorsan ayrılırsın, bu çocugun yarın pisikolojisini düşünün, bu düpedüz danışıklı dönüşklü çirkin bir olay, bitmisse bitmiş daha ne uzatıyorsun, ne erkek ne kadın eğer biraz seviyorsa başkasıyla paylaşmaz eşini, sinirim bozuluyor özgür ve ufku açık bir insanım ama bunu kabul etmek mümkün değil, insan sevdiğiyle yaşamalı, bitmiş birşeyi uzatmak yerinde saymanın eş anlamıdır.
konunun anlaşamamakla ilgili olduğunu düşünmüyorum. en azından benim yazdığım çiftler için öyle. başka bir ilişkide rutine oturup monotonlaşınca yine başka ne yapsak, nasıl heyecan katsak hadisesi gündeme gelebilirdi bu insanlar için. hayat adrenalinse biraz hayatı aramakla ilgili, biraz da ararken ulvi amaçları kaybetmekle.
bana ne şiş yansın ne kebap gibi geliyor bu durum.
evlenince neler olacağını biliyorsun, ama bundan vazgeçmiyorsun,
Dünyayı yeniden keşfetmenin anlamı yok bence, madem rutin şeylerden hoşlanmıyorsun, o zaman benim ve diğerleri gibi evlenmiyeceksin demekle yetiniyorum şimdilik bu kafada giden insanlara. kimse vallahi benim evliliğim diğerlerinkinden farklıydı terranesini sayıklamasın.
haksızmıyım azizim.
ben kendi adıma denemediğim birşeyle ilgili yorum yapamayacağım.
seninle ilgili yorumum ise("şimdilik" kelimesinden yola çıkarak) senin gibi düşünen ve 30'un altında olan bütün erkekler haklıdır Chop:))
yaşdan dolayı haklıysam durum kritik demektir. :)
ben içinde monoton ve rutin kelimelerinin geçmediği bir ilişki yaşasaydım şu an eşimle dünyanın herhangi bir yerinden sana yazıyor olurduk.
öyle olacağına inandığım biri çıkmadığı içindir ki hayatı sürekli öteliyorum.
ve bundan kaygı duymuyorum.
endişeye mahal yok bayan;
birgün karşıma çıkacağına inanıyorum. çıkmazsa bakir ölürüm ne çıkar :)
aslında çok duyulan birşey olmasına rağmen en muhteşemini söyledin: "ben içinde monoton ve rutin kelimelerinin geçmediği bir ilişki yaşasaydım şu an eşimle dünyanın herhangi bir yerinden sana yazıyor olurduk."
henüz denemediğim için evlilik demek istemiyorum adına ama uzun süreli ilişkilerle ilgili olay zaten burda başlıyor. en başta. monotonun sözlük anlamı değişmeksizin aynı biçimde tekrarlanan, sürüp giden. yalnız da yaşasan bu hayat sana hep rutinleri yaşatacaktır. her sabah dişlerini fırçalaman, haftada bir tırnaklarını kesmek zorunda olman bile monotonluk hissini verir. yanında biri varken de sürekli tekrarladığın aktiviteler olacak. belki haftada bir aile ziyareti, belki onun görmek istemediğin arkadaşları. belki hep aynı şekilde yapılan seks. istersen her ay dünyanın farklı bir yerinden bize kart at. hayatına girecek hiçbir insan monotonlukla başedemez. bu hissiyatı silmek için insanların daha ulvi amaçlara ihtiyacı var. maneviyatı eksik bir kuşak olduğumuz için böyle amaçlarımız asla olmayacak ve yaşamı olmadığı şekillerde aramaya devam edeceğiz ne yazık ki.
Yorum Gönder